SIRAT KÖPRÜSÜ

 




SIRAT KÖPRÜSÜ
Sırat köprüsü deyince, bildiğimiz köprüler gibi sanmamalıdır. Nitekim, sınıf geçmek için, imtihan köprüsünden geçilir diyoruz. Her talebe imtihan köprüsünden geçer. Hepsi buradan geçtiği için köprü diyoruz. Halbuki, imtihanın, köprüye benzeyen hiçbir tarafı yoktur. İmtihan köprüsünden geçenler olduğu gibi, geçemeyip, yuvarlananlar da olur. Fakat bu, köprüden denize yuvarlanmaya benzemez. İmtihan köprüsünün nasıl olduğunu, buradan geçenler bilir. Sırat köprüsünden de herkes geçecek, bazıları da geçemeyip Cehenneme yuvarlanacaktır. Fakat, bu köprü ve buradan geçmek ve Cehenneme düşmek, dünya köprüleri gibi ve imtihan köprüsü gibi değildir. Bunlara hiç benzemez. Sırat köprüsü vardır. Müminler, bu köprüden geçip, Cennete gidecek, kâfirler ise, Cehenneme düşeceklerdir.
HADİS: ’Ebu said el hudri nin rivayetine göre Sırat köprüsü kıldan ince kılıçtan keskindir. Sıratın uzunluğu bin sene yokuş, bin sene iniş ve bin sene düzlüktür. Bu mesafe bazı insanlar için olacaktır. Her bir kişinin bu mesafeyi aşması amelleri ile orantılı olacaktır.(mansur.ali nazif.tac.5.394)
Bazı ulemaya göre Sıratın kıldan ince kılıçtan keskin olması köprüden geçmenin zorluğunu belirtmek içindir. Müminlerin sırattan çabuk geçememeleri onların haramlara yönelip yönelmemelerine bağlıdır. Sırat köprüsünde her müminin yalnız kendisinin faydalanacağı bir nuru vardır. Bu nurdan başkaları faydalanamayacaklardır. Nurun durumuna göre sırat geniş veya dar olacaktır. İşte ayet.
AYET: (Tahrim.8)”Ey iman edenler. Günahlarınıza samimi bir tövbe ile Allaha dönün umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah(cc) sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları önlerinden ve yanlarından koşar da Ey rabbimiz nurumuzu tamamla; bizi bağışla, muhakkak sen her şeye kadirsin derler.”
Bu ayette müminlerin nurlarından kastedilen iman ve amelleri ile meydana gelen nurlardır. Özellikle bu nurları sırat köprüsünün üzerinde onları alıp götürecek. Ve selamete çıkaracaktır. Münafıklar karanlıkta kaldıkça müminler şöyle der. İşte ayet
AYET: (Hadid.13) ”Rabbimiz nurumuzu söndürüp te bizi de kafirler ve münafıklar gibi karanlıkta bırakma, varacağımız yere kadar nurumuzu devam ettir ki, bu nurla sevinelim. Karanlıkta kalıp perişan olmayalım derler. O gün (sıratta) münafık erkekler ile münafık kadınlar müminlere bizi bekleyin nurunuzdan bir parça ışık alalım derler. Onlara dönün arkanıza da bir nur arayın denir. Nihayet onların arasına bir kapısı olan ve içinde rahmet dışında azap bulunan bir sur çekilir.
AYET: ”(Meryem.71-72) ”Sizlerden hiç kimse yoktur ki oraya(cehenneme) uğramamış olsun. Bu rabbin için kesinleşmiş hükümdür. Sonra biz iman edip sakınanları kurtarırız. Zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.”
Bu ayete göre cennetlik müminlerin cehenneme uğramaları üzerindeki sırat köprüsünden geçmekten ibarettir. Çünkü evliyalar, sıddıklar, peygamberler ve çocuklar. Cehennemi sadece göreceklerdir. Müminlerin cennete giriş yolunun Cehennemin üstünde olmasında birçok hikmet vardır. Bunlardan bazısı sevinçlerin artması, şükürlerin artması, Kafirlerin üzüntülerinin çoğalması gibi birçok hikmet vardır. Çünkü Dünyada küçümsedikleri, ,alay ettikleri müminlerin cennete girmeleri Kafirlere azap üzerine azap olacaktır.
Sırat nedir? Sırat köprüsü hadislerde nasıl tasvir edilir? Sırat köprüsü nasıl geçilecek? Sırat köprüsünden kimler geçecek, kimler geçmeyecek?
Sırat, kıyâmet gününde Cehennem ateşi üzerinde kurulan köprünün adıdır. Bütün insanlar bu köprüden mecburî bir sûrette geçecektir. Bu geçişler de o kimsenin dünyada iken sahip olduğu îman derecesine ve yapmış olduğu amellerin keyfiyetine göre gerçekleşecektir. Bu sebeple kimilerinin ayakları altında bu köprü o kadar incelecektir ki, üzerinden geçen, onu -meşhur tâbiriyle- kıldan ince, kılıçtan keskince görecektir. Kimilerinin ayakları altında ise genişleyecek, o da rahat bir şekilde üzerinden geçerek Allah Teâlâ’nın kendisi için hazırladığı nîmetlerin bulunduğu Cennet’e kavuşacaktır.
SIRAT KÖPRÜSÜ’NDEN KİMLER GEÇECEK, KİMLER GEÇEMEYECEK?
Cehennem ehli ise Sırât’ı geçmeye çalışırken ayakları kayacak ve Cehennem’e yuvarlanacaklardır.
Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’ın naklettiğine göre bir defasında bazı insanlar:
‒Yâ Rasûlâllah! Kıyâmet gününde biz Rabbimiz’i görecek mi­yiz?” diye sordular.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bu suâle şu soruyla mukâbelede bulundular:
HADİS:‒Önünde hiçbir bulut yokken Güneş’i görmek için itişip kakışarak bir sıkışıklığa ve zarara uğrar mısınız?”
Sahâbîler:
“‒Hayır, yâ Rasûlâllah!” dediler.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz tekrar:
“‒Önünde hiçbir bulut yokken ayın on dördüncü gecesi Kamer’i görmek için itişip kakışarak bir sıkışıklığa ve zarara uğrar mısınız?” diye sordular.
Sahâbîler:
‒Hayır, yâ Rasûlâllah!” deyince Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle devam ettiler:
“‒İşte şüphesiz sizler kıyâmet günü Cenâb-ı Hakk’ı böyle rahat bir şekilde göreceksiniz. Allah Teâlâ bütün insanları bir araya toplar ve:
HADİS. «–Kim, neye taptıysa onun peşinden gitsin!» buyurur.
Bunun üzerine dünyadayken Gü­neş’e tapanlar Güneş’in ardına, Ay’a tapanlar Ay’ın peşine düşer, tâğutlara tapanlar da onların ardına takılıp (Cehennem’e) giderler. Yalnız bu ümmet, içinde münâfıkları da olduğu hâlde ye­rinde kalır. Allah Teâlâ onlara, evvelce tanıdıklarından farklı bir sû­rette tecellî edip:
«Ben sizin Rabbiniz’im!» buyurur.
Onlar (Rab’lerini o tecellî ile tanıyamadıkları için):
«–Sen’den Allâh’a sığınırız! Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır, (yerimizden ayrıl­mayız). Rabbimiz bize geldiğinde biz O’nu tanırız!» derler.
Allah Teâlâ onlara bu defa da tanıdıkları sûrette tecellî edip:
«–Ben sizin Rabbiniz’im!» buyurur.
Onlar da:
«–Sen bizim Rabbimiz’sin!» der ve O’na tâbî olurlar.
Bundan sonra Cehennem Köprüsü kurulur. Ümmetini onun üstünden en evvel geçiren ben olurum. O gün rasûllerin duâları; «اَللّٰهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ: Allâh’ım, se­lâmet ver, selâmet ver!» şeklindedir.
Sırat Köprüsü’nde saʻdân dikenlerine benzer birçok çengel vardır. Sizler saʻdân dikenlerini gördünüz mü?”
Sahâbîler:
“‒Evet, gördük yâ Rasûlâllah!” diyerek cevap verdiler.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz sözlerine devamla şöyle buyurdular:
HADİS.“‒İşte bu çengeller, saʻdân dikenlerine benzerler. Ancak şu var ki, ne kadar büyük olduklarını Allah Teâlâ’dan başka kimse bilemez. İşte bu çen­geller, insanları (kötü) amellerinden dolayı kapıp alırlar. Kimi kötü ameli sebebiyle helâk olur, kimi yere serilip (günahı nisbetinde) yara aldıktan sonra kurtulur…” (Buhârî, Rikāk, 52)
HADİS. Sırat Köprüsü, bütün insanlık için tek geçiş yeridir. Bu sebeple mü’min-kâfir herkes oraya varacaktır. Ancak kâmil mü’minler, âyet-i kerîmede ifâde buyrulduğu üzere, o gün korkutulmayacak, oradan selâmetle geçeceklerdir. Günahkâr mü’minler ise, günahları nisbetinde sıkıntı çekeceklerdir.
Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün Hazret-i Hafsa -radıyallâhu anhâ-’nın yanında:
HADİS.“–İnşâallah ağacın altında bey’at eden Ashâb-ı Şecere’den hiç kimse Cehennem’e girmeyecek!” buyurmuşlardı.
Bu söz üzerine aklına bir soru takılan Hafsa Vâlidemiz:
“–Peki yâ Resûlâllah, Cenâb-ı Hak; «İçinizden hiçbiri istisnâ edilmemek üzere herkes mutlakâ Cehennem’e varacaktır.» buyuruyor. Bu nasıl olacak?” diye sordular.
Fahr-i Kâinât Efendimiz:
HADİS.“–Allah Teâlâ şöyle de buyurdu.” diyerek bir sonraki âyeti tilâvet buyurdular:
AYET.“Sonra müttakî olanları kurtarırız da zâlimleri orada dizüstü bırakırız.” (Meryem, 72) (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 163)
Böylece Cennet ehli için “Cehennem’e varmak”tan maksadın, Sırat’tan geçerken Cehennem’in üstünden geçmek mânâsına geldiğini, yoksa içine girmek demek olmadığını îzah etmiş oldular.
SIRAT KÖPRÜSÜ HİKAYESİ
Mevlânâ Hazretleri de Mesnevî’sinde, dünyada iken takvâ üzere yaşayıp îmân-ı kâmil üzere vefât eden sâlih mü’minlerin Sırat’taki hâlini mecâzî bir üslûb ile şöyle hikâye etmektedir:
“Mü’minler Mahşer’de diyecekler ki:
«–Ey melekler! Cehennem herkesin, bütün insanların müşterek bir yolu değil miydi?» Mü’minlerin de kâfirlerin de uğrayıp geçecekleri bu yolda biz ne duman gördük, ne de ateş!.. İşte burası Cennet; emân yurdu, emniyet yeri. Peki, o korkunç geçit, o felâket uğrak nerede kaldı?»
Melekler onlara diyecekler ki:
«–Hani geçerken filân yerde gördüğünüz o yemyeşil bahçe var ya! Cehennem, o korkunç azap yeri, o şiddetli cezâ mahalli işte orasıydı. Ama size bağlık, bahçelik, ağaçlık bir yer göründü.
Uğraştığınız, mücâhede ettiğiniz ibadet ve iyiliklerle, Allah rızâsı uğrunda onun ateşini söndürdünüz. Alev alev yanan şehvet ateşiniz, takvâ yeşilliği ve hidâyet nûru oldu.
Hiddet/öfke ateşiniz; sabırla, müsâmaha ile, yaptığınız iyiliklerle hilm hâline geldi. Bilgisizlik karanlığı da takvâ yolundaki gayretlerinizle bilgi oldu.
Hırs ve cimrilik ateşiniz, cömertliğe çevrildi. Diken gibi olan hasediniz, gül bahçesine döndü. Siz, Allah rızâsı için, daha dünyada iken ateşlerinizin hepsini birer birer söndürdünüz. Ateş gibi nefsi, gül bahçesi hâline getirdiniz; oraya vefa tohumunu ektiniz.
Hak davetçisi olan Peygamber’in davetine uydunuz; nefs cehennemine su döküp ateşini söndürdünüz. İşte bu yüzden Cehennem size yemyeşil ve türlü nîmetlerle dolu bir gül bahçesi oldu.»”
SIRAT KÖPRÜSÜ’NDEN NASIL GEÇİLECEK?
Diğer taraftan Cennet ehli, Sırat’tan geçerken amelleri nisbetinde bir hıza sahip olacaklardır. Nitekim Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
HADİS:“İnsanlar Cehennem’e gelirler, sonra amellerine göre oradan geçerler: Onların ilk grubu şimşek hızıyla geçer. İkinci grup rüzgâr gibi geçer. Sonra at süratiyle, at binicisi süratiyle, sonra yaya koşusuyla, sonra da yaya yürüyüşüyle geçer.” (Tirmizî, Tefsîr, 19/3159)
İnsan, Sırât’ın üzerinde ne kadar çok kalırsa o kadar Cehennem ateşinin harâreti, dumanı, kötü kokusu ve kötü manzaraları ile azâba mâruz kalır. Bundan daha kötüsü de her an Cehennem’e düşme korkusu içinde dehşetli anlar yaşar. Bu sebeple insan oradan ne kadar hızlı geçerse o kadar selâmet içinde olur.
Yine Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
HADİS:“…Sırat’tan ilk geçenleriniz şimşek hızıyla geçerler… Sonra rüzgâr gibi, sonra kuşun uçuşu ve bir adamın hızla koşması gibi geçerler. Onları bu şekilde amelleri geçirir. Bu esnâda sizin Peygamber’iniz de Sırât’ın başında durur ve devamlı olarak;
«Yâ Rabbi, selâmet ver, selâmet ver!» der.
İnsanların amelleri kendilerini Sırat’tan geçiremez hâle gelinceye kadar bu durum böyle devam eder. Hattâ bir kişi gelir, yürümeye güç yetiremez de sürünerek gitmeye çalışır. Sırât’ın iki tarafında asılı çengeller vardır. Bunlar emrolundukları insanları yakalamakla vazifelidirler. İnsanların bir kısmı bu çengeller tarafından tırmalanmış ve yaralanmış vaziyette kurtulur, bir kısmı da Cehennem’e atılıverir.” (Müslim, Îman, 329)
Dolayısıyla dünyada işlenen her bir günah, aslında Sırât’ın yanlarına asılan büyük bir çengel demektir. HADİS.Hattâ Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buna misal olarak, “emânet” ile “akrabalık bağı”nın gönderilerek Sırât’ın sağ ve solunda duracaklarını ve dünyada iken haklarını îfâ etmeyenlerle mücâdele edeceklerini haber vermişlerdir. Burada “emânet” ile “akrabalık bağı”nın bilhassa zikredilmesi, ehemmiyetlerinin büyük, ihmâl edenlerinin de çok olması sebebiyledir.
Sırat Köprüsü’nde, Peygamber Efendimiz gibi mü’minlerin dilinde de hep aynı duâ vardır. Nitekim Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
HADİS.“Sırat Köprüsü’nde mü’minin şiârı; «رَبِّ سَلِّمْ سَلِّمْ : Yâ Rabbi, selâmet ver, selâmet ver!» duâsıdır.” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Kıyâmet, 9/2432)
Peygamber Efendimiz’in Sırât’ın başında durması ise şefaat içindir. Nitekim diğer bir hadîs-i şerîflerinde:
HADİS.“…Sonra köprü Cehennem üzerine kurulur ve şefaat için izin verilir…” buyurmuşlardır. (Müslim, Îman, 302)
Aklını dinden üstün gören Mutezile denilen sapıklar Sırat köprüsünü inkâr ediyorlar. Ehl-i sünnet âlimleri, Sırat köprüsünün hak olduğunu naslarla ispat etmişlerdir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Onları Cehennem Sıratına [Sırat köprüsüne] götürüp hapsedin! Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir) buyuruluyor. (Saffat 23, 24)
Nuhbet-ül-Leali kitabında diyor ki: Sırat, Cehennem üzerinde bir köprüdür. Bir âyette mealen,
AYET:(İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka Cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür. Ancak cennetlikler yanmadan geçecekler, cehennemlikler ise ateşe düşeceklerdir) buyuruluyor. (Meryem 71)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
HADİS:(Cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur. Buradan ümmetiyle ilk geçecek Peygamber benim.) [Buhari]
HADİS(Kıyamet gününde Cehennemin üzerine Sırat köprüsü kurulur. Bu köprüde kaypak yerler, ayakların kayıp sabit kalamayacağı kısımlar, kapanlar, demirden kelepçeler, dikene benzer kılçıklar vardır. İmanlı kişiler, amellerine göre, göz açıp kapamadan, ya şimşek gibi, ya hızla uçan bir kuş gibi, ya iyi koşan asil bir at hızıyla geçer giderler. Böylece bir Müslüman ya hiç zarar görmeden veya yara bere içinde geçip kurtulur. Yahut feci şekilde Cehennem ateşine düşer.) [Buhari, Müslim]
HADİSKıyamette Sırat köprüsünün başında durur, ümmetimin geçmesini beklerim. Allahü teâlâ, “Dilediğini iste, istediklerine şefaat et, şefaatin kabul olunacaktır” buyurur. Ümmetime şefaatten sonra, yalvarmaya devam ederim. Rabbim bana “Ümmetinden ihlâsla bir defa La ilahe illallah diyen ve imanla ölen herkesi Cennete koy” buyuruncaya kadar yerimden kalkmam.) [İ. Ahmed]
HADİS(Sırat köprüsünü geçmek herkesin nuruna bağlıdır. Kimi göz açıp yumuncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi yıldız akması gibi, kimi koşan at gibi Sıratı geçerler. Nuru çok az olan da yüzüstü sürünür. Elleri ve ayakları kayar, tekrar yapışır. Nihayet, sürüne sürüne kurtulur.) [Taberani]
HADİS(Sırat köprüsünden en kolay geçecek olanınız, Ehl-i beytimi ve Eshabımı çok seveninizdir.) [Deylemi]
HADİS(Cehennem ateşi, Sırattan geçen müminlere, “Ey mümin, tez geç, senin nurun nârımı söndürüyor” der.) [Taberani]
HADİS (Nice kimseler Sırattan geçtiğini bilmeyip, meleklere derler ki: “Sırat ve Cehennem nerede kaldı, biz onlardan geçtik mi?” Melekler de şöyle cevap verirler: “Siz Cehennem üstündeki Sırattan geçtiniz, fakat Cehennem ateşi sizin nurunuzdan çekilip, örtülmüştü.”) [Cami-us-sagir]
HADİS(Bir kimse, din kardeşinin rahata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için sultana [devlet dairesine] gidip uğraşırsa, kıyamet günü Sırat köprüsünden, herkesin ayakları kaydığı zaman, Allahü teâlâ onun süratle geçmesi için yardım eder.) [Taberani]
HADİS(Kıyamette mizan ve Sırat köprüsü, şehidi rahatsız etmez.) [Beyheki]
HADİS(Sırat köprüsünden geçerken âbid’e “Sen Cennete gir, ibadetin sebebiyle oradaki nimetlerden faydalan” denir. Âlime de, “Sen burada dur ve sevdiklerine şefaat et! Senin şefaatin mutlaka kabul olacak” denir.) [Deylemî, Ebu-ş-şeyh]
HADİS(Kıyamette, dünyadayken belâya maruz kalmış kimseler için divan ve mizan kurulmaz, Sırat köprüsü engel olmaz, üzerlerine ecir, dökülür de dökülür.) [İ. Neccar]
HADİS(Sırat köprüsünü şimşek gibi ilk geçenler, beş vakit namazı cemaatle kılmaya devam edenlerdir.) [Taberani]
(Bana getirilen salevat, Sırat köprüsü üzerinde size nur olur.) [Dare Kutnî]
HADİS(Kıyamette Sırat köprüsü üzerinde, müminlerin alametleri, “Rabbim, bize selamet ver” demeleri olacaktır.) [Tirmizî]
HADİS(Namaz, Sırat köprüsü üzerinde nurdur.) [Dare Kutnî]
HADİS(Sırat köprüsü, Cehennemin üzerinde, Cennete giden yoldur.) [Hatîb]
HADİS(Ümmetimden biri, Sırat köprüsünde sürünerek ve emekleyerek yol alırken, bana getirdiği salevatlar onu elinden tutarak ayağa kaldırır. Böylece Sıratı geçer.) [Taberani]
HADİS(Kurbanlarınız iyi ve semiz olsun. Onlar Sırat köprüsünde bineklerinizdir.) [Deylemi]
HADİSCennete girene kadar, Sırat köprüsünde göz kırpması kadar bekletilmemeyi isteyen, Allah’ın dini hakkında, kendi görüşüyle hiçbir söz söylemesin!) [Kurtubi]
HADİS(Bir idareci, Müslümanların işini üzerine aldığı halde aralarında adaleti gözetmezse, Cehennemin üzerine kurulan Sırat köprüsünde durdurulur. Sırat, bütün organları yerinden çıkıncaya kadar sallanır.) [İbni Asakir]
HADİS(Allahü teâlâ, kullarına, her gün beş kere namaz kılmayı farz etti. Bir kimse, güzel abdest alıp, namazını doğru kılarsa, kıyamet günü, yüzü, on dördüncü gündeki ay gibi parlar ve Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [H.S.Vesikaları]
HADİS(Hiçbir bid’at ehli Sırattan geçemeyecek, Cehenneme düşecektir.) [İbni Asakir]
HADİS Peygamber efendimizin ümmetinden olan bazı kişiler, mezardan kalkınca doğruca Cennete giderler. Melekler bunlara derler ki:
- Hesap gördünüz mü?
- Hayır, biz hesap falan görmedik.
- Sırat köprüsünü geçtiniz mi?
- Hayır, Sırat falan görmedik.
- Cehennemi gördünüz mü?
- Hayır, Cehennemi de görmedik.
- Siz ne amel işlediniz de, böyle hesap görmeden, Sırata uğramadan doğruca Cennete geldiniz?
- Biz iki hasletimiz sayesinde bu nimete kavuştuk. Allah’tan utanır, yalnızken de günah işlemezdik. Bir de Allah’ın verdiği az rızka razı olurduk.
- Bu nimetler sizin hakkınızdır. (İbni Hibban)
İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat kitabında buyuruyor ki:
Cehennem üzerindeki Sırat köprüsünden geçilecek, iyiler geçip Cennete gidecek, Cehennemlikler, Cehenneme düşecektir. (3/17)
Köprü denilince, bilinen köprüler zannedilmemeli! (Sınıf geçmek için imtihan köprüsünden geçilir) diyoruz. Hâlbuki imtihanın köprüye benzer tarafı yoktur. Sırat köprüsü de, bilinen köprülere veya imtihan köprüsüne hiç benzemez. (S. Ebediyye)
Hadis-i şerifte de bildirildiği gibi, bid’at ehli zaten Sırat köprüsünden geçemez. Bu kadar vesikayı inkâr eden elbette Sırattan geçemez. (İnkâr eden, mahrum kalır) sözü meşhurdur.
Sırat köprüsü üzerinde yedi yerde, yedi şeyden sual edilecektir.
Önce imandan sorulacaktır. İmanı doğru ise birinci duraktan geçecek, doğru değilse Cehenneme düşecektir.
2. durakta namazdan sorulacaktır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Kabirde ışık, Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçiricidir.) [M.Cenne]
(Kıyamette ilk önce namazdan sorulacaktır. Namazı düzgün olanın, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün olmayanın, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
[Onun için her Müslüman mutlaka namazı kılmalıdır! Namaz dinin direğidir. Direksiz bina olmaz. Namaza önem vermeyenlerin kâfir olacağını bildiren birçok hadis-i şerif vardır.]
3. durakta zekâttan,
4. durakta oruçtan,
5. durakta hacdan,
6. durakta kul hakkından, ana-baba hakkından, akrabayı gözetip gözetmediğinden,
7. durakta gusledip etmediğinden sorulacaktır.
Hangisinde kusuru varsa, o nispette Cehennemde yanacak, kusuru olmadığı yerden kolayca geçecektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
HADİS(İnsanlar Cehennem üzerindeki köprüden geçerler. Köprüde dikenli demirler, çengeller ve kancalar vardır. İnsanları sağdan soldan yakalar. Köprüdeki melekler, "Allah’ım selamet ver" diye dua ederler. Halkın bir kısmı köprüyü şimşek gibi, bir kısmı rüzgâr gibi, bir kısmı koşan at gibi, bir kısmı koşarak, bir kısmı yürüyerek, bir kısmı emekleyerek ve bir kısmı da sürünerek geçer. Asıl Cehennemliklere gelince, bunlar ne ölür, ne de yeni bir hayata kavuşur. Günahkârlar, günahı nispetinde Cehennemde yandıktan sonra onlara şefaat edilmeye izin verilir.) [Buhari]

(Sırat kıldan ince, kılıçtan keskindir. Melekler, müminleri kurtarmaya çalışır. Cebrail aleyhisselam beni belimden tutar. Ben de, "Ya Rabbi ümmetime selamet ver, onları kurtar" diye dua ederim. O gün ayağı sürçüp düşen çok olur.) [Beyheki]
HADİS(Servetiyle Allahü teâlâya itaat eden ve malının hakkını ödeyen kimse, Kıyamette Sırata gelince, malı "Haydi geç, çünkü sen, bende olan Allah’ın hakkını ödedin" der. Daha sonra malındaki Allah hakkını ödemeyen kimse gelir, malı, "Neden bende olan Allah hakkını ödemedin?" der. O da "Yazık bana, ne yaptım?" diye söylenir.) [Beyheki]
HADİS(Cennete girene kadar, Sıratta göz kırpması kadar bekletilmemeyi isteyen Allah’ın dini hakkında kendi görüşüyle hiçbir söz söylemesin!) [Kurtubi]
Sıratı geçen müminler iki pınarla karşılaşırlar. Bu pınarın birinde yıkanır, diğerinden de içerler. Böylece maddi ve manevi temizliğe kavuştuktan sonra Cennetin kapısına gelirler. Melekler, Zümer suresinde bildirildiği gibi, (Sizlere selam olsun, hoş geldiniz. Ebedi olarak buraya girin!) derler. Sonra Cennet elbiseleri giydirilir. Hepsi Cennete girer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder